Güzelim başlayan sohbetleri iki adamı altta kalamama hırsı yüzünden boka sarmıştı Faust ve adamın uzun tartışma ve hakaretleri bir süre sonra kadının ağlamaya başlaması ile şükürler olsun ki durmuştu
"Yemin olsun ki sadece şu güzel—.....iyi kalpi— ....nazik kadının hatrına hayattasın"
Yaşlı Adam bir yandan tartışma devam ettikçe adeta gençleşiyor, canlanıyor gibiydi mimikleri canlanıyor her küçük el hareketi bile dahada hızlanıyordu, sanki paslanmışta çözülmeye başlamış gibi
Adam kısa bir kahkaha patlattı "Beni mi denemeyi planlıyorsun, hani ben yüzyıllar yaşındaymışım? Öyleyse beni boşverde şu yaşlarında ölmemeye bak. Sen beni en son ne zaman yendin?"
Faust'un yüzünde çok belirgin bir iğrenme ifadesi oluştu abartmamak gerekir ama neredeyse kusacak gibi duruyor diyebilirim "Sen? Beni? Hassiktir ya?! Yalanının sınırlarını zorlama. Sen ne zaman kazandığını değilde ne zaman sadece bir damla kanımı akıttığını düşün, yada şu güzel, hayat dolu kadının beni kaç kere son anda durdurduğunu"
"En son olan denk gelişimizde seni kıtanın diğer ucuna yolladığıma eminim ama heralde benim yaşlı eski aklım kendi kendine birşeyler düşünüyor yine değil mi? İzin ver sana bir büyüğün olarak bir iki şey öğreteyim bu kadar egoist ve kibirli davranırsan sonun yakın olur Faust kendini bitirmek mi istiyorsun? Bence hayır çünkü uzun yaşaman gerek, ilgilenmen gereken kişiler var. Eğer ben bile sana vurabiliyorsam hatta ve hatta denk isem gelecekte kimseye karşı bir şansın olmaz" diye uzun uzun anlattı adam, Faust'a kıyasla daha...daha, olumlu şeyler konuştu ama;
"Sen mi bana vurabiliyorsun? Bide abartmışta sana denk isem diyor. Beni iyi dinle seni başkalarının önünde utandırmamak için elimden geleni yapıyorum ama sen özellikle ezilme peşindesin" dedi Faust.
Önemli olan, anlaması gereken ne varsa hepsini duymamazlıktan gelerek. Sadece duymak istediğini duyarak.
Faust böyle çıkışınca, Adam'da bir anlık olsun kazandığı mantığını geri kaybetmişti
"Hadi ordan,yok ciddiye almamış, yok yapmamış, yok ilgilenmemiş bahanelerini kendine sakla daha gidecek çok yolun var"
"Karının önünde seni küçük düşürmemek için elimden ne geliyorsa yapıyorum ama kendini bitirmeye fazla meraklısın şansını biraz daha zorlarsan, hoş olmaz. Gururunu korumayı deniyorum lütfen beni zor durumda bırakma" dedi Faust bir yandan her kelimesi ile gözlerini biraz daha yavaşça kapatarak
"İstemez! Senin gibi orospuçocuğunun birinin bana hürmet veya merhamet etmesine sence izin verirmiyim? Sen bitiksin, yıkıksın, aklında işleyen tek yer yok seni yenecek biri olmasa bile kendini kendini bitirirsin, kim oluyorsun özellikle bu halinle bana böyle konuşma ve davranma cüretini gösteriyorsun." dedi adam bir yandan zaten ona doğrulttuğu işaret parmağını Faust'un göğüs kafesine basarak
F: ("Aahh— Hayır, hayır ,hayır—hayır. Bunun nereye gittiğini görebiliyorum. Bunu kendine yapma moruk hem kendin, hem karın için, devam etmezsen— yapabilirim, seni hala affedebilirim")
Adamın elini sıkıca kavradı "Elini üstümden almak için 10 saniyen var orospuçocuğu, saygımı kabul etmiyorsan? Senin bileceğin iş ama uyarıyorum bunun 10 dakika sonrasında cesedin dahi ortalıkta olmaz."
Faust içinden saymaya başladı
(1....2....3....—)
Adam uyarılara rağmen "10 saniye mi? Fazla uzun... Fazla uzun!, burda oyun oynamıyoruz Faust, zamanımızı harcamayalım değil mi?" diye zorlamaya devam etti. Celalleniyordu, yumruğunu sıkmıştı.
İkiside birbirlerine karşı yürüdü kafalarını birbirlerine vurdular
....."Daha devam etme! Son uyarım"....
(6....7...8....9...)
Kafasını Faust'unkine daha da bastırarak;
"O zaman artık tutmayalım Faust, ne dersin?
Ben! Faust Eternal'ı hemen burada, şu an düel—"
Tam sözünü bitirmek üzere olduğu anda karısı, adamı titreyen korku ve çaresizlik dolu sesiyle böldü
"DUR!! Devam etme. Yalvarırım"
"Ne kadar önemli bir anı böldüğünün farkındamısın....Canım benim!?"
Faust yavaşça yere geri oturdu "Karını dinle, böylesine bir kadının senin gibi bencil ve işe yaramaz bi adamın ellerinde olduğuna inanamıyorum, beni buraya yemek yemek için çağıran, durumumu önemseyerek bunları yapan adam bir anda sırf altta kalmamak için kendi ölümüne varmak üzereydi, vay vay vay harbiden şaka gibi bir durum, bir de bana deli diyorlar"
Kadın ağlamak üzere gibi duruyordu, yaşlı gözlerini sildi ;
"Faust. Evladım. Lütfen, o...son zamanlarda pek kendinde değil"
