Zamira otobüsten indiği gibi kütüphaneye gitti. Kütüphanenin ahşap rafları sessizliği ile Zamira yi karşıladı. Dışarıdaki rüzgarın sesi burada yoktu sadece saat sesi ve içerideki sayfa hışırtilari duyuluyordu. Zamira nefesini tutmuş uzun süredir merak ettiği bir kitabı arıyordu. Kitap halk arasında gölge varlıklar ve insanlar hakkında yazılmış eski bir yazıya aitti. Raflarda pek çok kitap varken, sanki onu çağıran bir güç vardı. Elini uzattığında diğer kitapların arasında parlayam ince bir cilt dikkatini çekti. Kapağında Cinlerin ve İnsanların gizli bağları yazıyordu. Zamira yavaşça kitaba dokundu, parmağında tuhaf bir elektriklenme hissetti nefesi kesildi. Kitabın kapağını açtı ve sayfalar kendiliğinden hareket etmeye başladı.
En eski efsaneler ve kuralların olduğu bir bölümde sayfa kaldı.
"18 yaşından önce bir insanın varlığını doğrudan göremezler sezsizlik içinde gozlemleyebilir, küçük işaretler bırakabilirler. Ancak eşik yaklaştığında sahiplenilen kişi ile bağlantı derinleşir ve görünürlük artar "
Zamira bu satırları okurken tüm bilinmezliklerin içinde içsel farkındalığı artış gösterdi. Sanki her kelime yıllardır kalbinde eksik kalmış her bir parçayı tek tek tamamliyordu. Kitaba bakarken bir gölge hissetti göz ucuyla baktığında karanlık bir figürün geçtiğinden neredeyse emindi. Fakat ne zaman tam olarak başını kaldırıp baksa kimse yoktu. Kulağında bir fısıltı yankılandı.
"Yaklasiyorsun.."
Zamira irkildi ama korkmadi içinde bir merak dalgası yükseldi. Bu ses bir tehdit gibi algılanmadı bedeninde daha çok bir çağrı dalgası gibi karşılık verdi. Kitabı masanın üzerine bırakıp derin bir nefes aldı, bir an için tüm kütüphane sessizlesti, sanki zaman durmuş ve sadece görünmeyen ama varlığı hissettiren o gözler vardı üzerinde.
Zamira içinden şunları geçirdi;
" Kimsenin bilmediği bir dünyanın varlığını hissetmek, işte bu benim yıllardır sorduğum sorunun bir yanıtı.
