Tak Tak— Tak tak
Kapının ardından sinirli biri sesleniyordu.
"Aç kapıyı Faust!"
Tak Tak— Tak Tak!
Kapısı çalınıyordu, saat gecenin 12'si olmalıydı, ne problem olabilirdi, haydutlar, hırsızlar yada zarar vermek isteyen başka herhangi birşey dışında? Eğer hayati önem teşkil etmiyorsa Faust için yatağından kalkmaya değecek kadar değerli de olmazdı o zaman. Evinde yani Coreholder'da olduğuna göre de kapısını çalan Kardeşler'den olmalıydı...
Hay sikeyim.
Faust, bacaklarının dışarda kaldığı ona açıkça küçük gelen yatağından kalkıp kapıya yöneldi.
Adımları yeri dahi gıcırdatıyordu, tahta her adımıyla bükülüyor, yatağından her kalktığında yada geri oturduğunda bile onlarda gıcırdıyorlardı, ama Faust bunun için ne yattığı yatağı nede ayağını bastığı tahtayı suçlayabilirdi çünkü;
Kendisi 2 metre 10 santimetre kadardı, tam bir yürüyen et yığınını andıran vücudu yaşıtı olan diğer erkeklere kıyasla, ezici bir üstünlüğe sahipti.
Tabii bu heybetininde eksileri yok değildi. Açmak için kapının önüne gelip kapı kolunu tuttuğunda dahi başını biraz eğmek zorundaydı...
Gıcırttt.....
Faust kapıyı açtığında karşısında duran, sorumluluk işleriyle ilgilenen ve düzenleyen Klint'ten başkası değildi.
İkisinin karşı karşıya duruşmaları dışardan bakıldığında garip bir senaryo gibi duruyordu.
Klint saçlarını taramıştı, kıyafet olarak kaliteli siyah bir kravat, temiz beyaz bir gömlek, altınada siyah kot pantolon ve çorap ikilisini giymişti, kapısında dikiliyordu.
Öte yandan Faust'a bakınca, üstünde kıyafet yoktu, siyah saçları dağınık şekilde yüzüne geliyordu, altınada bişey giymemişti....boxer dışında tabiki, eğer oda olmasaydı görüntü hoş olmazdı sonuçta.
"Faust...."
Uzun, sinirli bakışlar~
"Hm. Evet, Klint.....gece gece ne istiyorsun"
"Ne mi istiyorum? Hmm, düşünmeme izin ver.....Kış şehrinde ödenmemiş bir borç? Aklına birşeyler geliyor mu?"
"Ha? Eh? Şey. Belkide gecenin ortasında bir anda kapımı çalıp, beni uyandırıp, aylardır adını sanını duymadığım bir yer hakkında konuştuğundan hatırlamıyor olabilirim....tabiki sadece bir tahmin."
"Biraz daha düşün."
Faust elini çenesine koydu
"Hmm. Git kapımın başından!"
Hala tutmakta olduğu kapı kolunu sıkıca kavrayıp kapatmak için geri savurdu ki, Klint bir an içerisinde kapının önüne elini geçirip engel oldu.
Oof of. Ciddimisin lan sen
10 saniyelik bir hiçbirşeyin ardından Faust uzun bir iç çekip, kapının kalan boşluğundan ruhsuz, bıkkın bir suratla kafasını çıkardı
"Ne var!?"
"Ne kadar uykunun olduğu inan umrumda değil...."
"Yarın-...."
"Sabah-...."
"Siktiğimin şehrine gideceksin. Soktuğumun borcunu ödeyeceksin!!"
Faust yüzünü daha da ekşitti, aynı hiçbir işini yapmayan şımarık bir çocuk gibiydi.
"Tamam tamam git artık (-__-) "
Klint çok ikna olmamış gibi görünüyor olsada Faust'un sevmeyerek te olsa oraya gideceğini, işini halledeceğini biliyordu, elini kapıdan çekti hemen ardından da Faust kapısını kapadı ve yatağına geri atladı....
Gıcırrrr...
Klint'in artık kapının dibinden gittiği, sinirle uzaklaşan ayak seslerinden anlaşılıyordu
Hıh. Kış Şehrinde iş varmış...sanki gönderecek başka biri kalmadı ama yapacak bişey yok...
"Yarın çok işimiz var."