Cherreads

Chapter 5 - Chapter 5 - intro

"This chapter begins with a short English introduction to comply with the platform's language rules. The main story continues in Turkish after this paragraph."

Hiç korkak olmadım ben!

Rüzgar, "Senden istediğimi veremezsin bana," dediğinde Aylin'in kalbi sıkıştı.

Söyler misin?

Aylin, bakışlarının Rüzgar'ın dudaklarına kaydığını fark etti. İçinde kısa bir anlığına bir kıvılcım oluştu. Rüyasını hatırladı.

Söyleyecek misin?

"Hadi evine git," dedi Rüzgar soğukça.

"Rüzgar!"

"Benimle uğraşma."

"Ne bu haller anlamıyorum."

"Anlamıyorsun işte."

"Sen insanı deli edersin."

"Senin iyiliğin için konuşuyorum. Hadi evine git. Yarın görüşürüz."

Aylin hiçbir şey söylemeden arabadan indi. Eve girene kadar Rüzgar kapıda beklemişti. Ne yapmaya çalıştığını anlamıyordu. İçini kurcalayan bir şey vardı ama çözümleyemiyordu. Uzun süre düşünmekten uyuyamadı.

Sabah okula gitti. Burak koridorda onu görünce gülümsedi.

"Bebek hoş geldin. Kızlar kantinde. Ben sigara almaya çıkıyorum."

"Tamam canım."

Kantine geçti. Melis ve Nil kahvaltı yapıyordu.

"Selam."

"Selam güzellik," dedi Nil.

"Hakikaten yaa, bu ne güzellik," diye ekledi Melis.

"Teşekkürler canlarım. Naber?"

"Aynı. Çok acıkmıştık bekleyemedik seni kuzum."

"Yok önemli değil. Ben kahvaltı yaptım."

Rüzgar ve Tuğçe geldiler. Aylin başını telefondan kaldırmadı, instagramda geziniyordu. Diğerleri selamlaştı.

"Bir şey yer misiniz?" dedi Melis.

"Teşekkürler canım, kahvaltı etmiştim," dedi Tuğçe.

"Yok sağ ol," dedi Rüzgar.

Burak geri geldi.

"Geldim. Ders başlıyor abi, ben gidiyorum. Bir kez daha yok yazılırsam kalacağım bu dersten."

"Ben de geliyorum," dedi Rüzgar.

Rüzgar ve Burak kalkınca kızlar yalnız kalmıştı.

"Ee Tuğçe, siz nasıl tanıştınız Rüzgar'la?"

"Biz eski tanışıyoruz. Son karşılaşmamızda bir anda yakınlaştık. Öyle başladı."

"Rüzgar'ın da bayadır ilişkisi yoktu bildiğim kadarıyla," dedi Melis.

"Ben de beklemiyordum böyle bir şeyi. Bir anda oldu."

Aylin'in gözleri öfkeyle kısıldı. Melis ayağına vurdu, kendine gelmesini ister gibi.

"Hayırlısı olsun," dedi Aylin.

Tuğçe tatlı bir gülümsemeyle, "Sağ ol tatlım. Ben gideyim kızlar, görüşürüz," dedi.

Nil ayağa kalktı. "Hadi kızlar, biz de derse gidelim."

"Ben girmeyeceğim derse," dedi Aylin.

"Niye?"

"Canım istemiyor!"

"Ya Aylin yapma şöyle."

"Bir şey yapmıyorum ya. Beklerim sizin çıkışı."

Kızlar derse gitti. Aylin okulun masa oyunlarının olduğu, aynı zamanda küçük bir café gibi olan bölümüne geçti. Orada biriyle langırt oynamaya başladı.

Rüzgar'ın telefonuna Kerem'den arama geldi.

"Abi Aylin cafede. Biriyle langırt oynuyor."

"Kimle?"

"Tanımıyorum ama erkek."

"Kapat."

Rüzgar, kendi kendine söylenerek sınıftan çıktı.

"Bir kere de rahat dur!"

Cafeye çıkınca Aylin'i gördü. Tanımadığı biriyle langırt oynuyordu. Üstelik çocuk Rüzgar'ı görür görmez bir bahaneyle oyunu bıraktı.

Rüzgar yanlarına doğru ilerledi.

"Şansın bol olsun."

Aylin şaşırarak baktı. İçten içe onun buraya gelmesine memnun olmuştu.

"Sağ ol canım :)"

Çocuk oyunu bıraktı, Aylin kaşlarını çattı.

"Yenilmeye gelemiyor galiba," dedi Rüzgar.

"Bana baksana sen!"

"Şşş… Sesinin ayarına dikkat et," dedi Rüzgar ve Aylin'in kolunu tutup bir köşeye çekti.

"Ne oluyor?"

"Sana ne oluyor sana? Çok şımardın bu ara."

"Ben mi şımardım?"

"Zaten öylesin. Bu ara abarttın."

"Senin benimle derdin ne ya? Sen niye benimle kimsenin konuşmasını istemiyorsun? Okula yeni gelen çocuk bile seni tanıyıp kaçıyor benden."

Rüzgar, alt dudağının içini kemirerek baktı.

"Benimle bir ilgisi yok. Şımarıklığından istemiyorlardır seni. Bahane arama."

"Şımarıksam konuşma benle bundan sonra. Arkadaş da değiliz."

Aylin yürüyüp giderken Rüzgar kolundan tutup çevirdi.

"Hey heyy. Çok da alıngan oldun ne oluyor böyle?"

"Alınmam için elinden geleni yapıyorsun! Benden nefret ediyorsan açıkça söylemen yeterli. Konuşmayız olur biter."

"Rest çekiyorum diyorsun yani."

"Tamam Rüzgar ya."

Aylin'in sinirlerinin bozulduğu belliydi. Rüzgar çenesinden tutup yüzünü kaldırdı.

"Tamam, sakin ol. Şaka yapıyordum sadece."

"Hep bana yapıyorsun bu şakaları."

"İnsan sevdiğiyle uğraşırmış."

Aylin'in gözlerine baktı.

"Hadi gidelim buradan."

Beraber bahçeye inip arkadaşlarının yanına döndüler.

"Yaa bu hafta sonu canlı müziğe gidiyoruz değil mi? Herkes okey mi?" dedi Burak.

"Bana uyar. Aylin?" dedi Melis.

"Bilmiyorum."

"Hep bir mızıkçılık. O da geliyor," dedi Rüzgar.

Aylin gözlerini devirdi.

"Ben de gelirim," dedi Nil.

"Tamamdır. 20:00'da orada olun," dedi Burak

Haftasonu

Rüzgar, Tuğçe, Burak ve Nil mekana erken gitmişlerdi. Henüz müzik başlamamıştı. Az sonra Aylin ve Melis geldiler. Aylin siyah elbisesiyle göz kamaştırıyordu. Mekana girer girmez gözleri Rüzgar'la buluştu. Rüzgar ondan gözünü alamadı. Melis bunu fark edip Aylin'e mesaj attı.

İnanamıyorum yanında Tuğçe var ama hep sana bakıyor.

Farkındayım. Ne yapmaya çalışıyor? Off… Bugün çok tatlı olmuş.

Kıyamam yaa off…

Müzik başladı. Her şarkı Aylin'e Rüzgar'la ilgili gibi geliyordu. Oysa adamın yanında sevgilisi vardı. Az sonra dansa kalkarlar, ben de sap gibi bakarım diye düşündü.

Ama Rüzgar da şarkıdan etkilenmiş gibiydi. Bakışları sürekli Aylin'e kayıyordu.

Şarkı yankılanıyordu:

Yüze düşmüş zülüf

Nasıl geleyim dönüp

Gece resmimi öpüp

Vazgeçmişsin benden…

Aylin içindeki bardağı bitirdi. Melis dirseğiyle dürttü.

"Çok içme."

Aylin, yanına gideceğim diyerek kalktı. Melis arkasından endişeyle baktı ama Aylin çoktan yürümüştü.

Terasa çıktığında Rüzgar'ın elinde sigarası, geceye bakarak derin bir nefes çektiğini gördü. Aylin yaklaşır yaklaşmaz Rüzgar, dumanı Aylin'in yüzüne doğru üfledi.

"Ya yapma şunu!"

"Ama seviyorum."

Rüzgar'ın da dili sürçüyordu, o da içmişti.

"Ben sevmiyorum!"

"Biliyoruz senin sevmediğini. Ne geliyorsa başıma ondan geliyor zaten"

Ne oluyor yine ya?"

"Ya sen sigara kullanmıyorsun. Git içeri işte."

Aylin, Rüzgar'a adım adım yaklaşmaya başladı. Aralarında hiç mesafe kalmayacak kadar yaklaştı. Döndü, çevresini kontrol etti. Rüzgar şaşkın şekilde ona bakıyordu.

Gömleğinin yakasını tutup kendine çekti. Dudakları arasında hiç mesafe kalmamıştı. Rüzgar hafifçe doğruldu ve Aylin'e baktı.

"Ne yapıyorsun?"

Sesi boğuktu. O da istiyordu, her halinden belliydi.

Aylin, daha fazla düşünmeden dudaklarına yapıştı.

Evet… O da karşılık vermeye başlamıştı. Bu nasıl bir öpüşmekti? Aylin dizlerinin düşüp bayılacağından korkuyordu. Hiç bitmesin istedi. Yavaşça kendini geri çekti.

Göz göze geldiler.

More Chapters