Ben bunu beklemiyordum.
Biraz kızarmış, afallamıştı; yine de mutlu görünüyordu. Bunu saklayamıyordu ama farkında da değildi. Onun bu ani değişen ruh hâli beni de etkilemişti. Kızardığımı fark edince kaçmak için konu değiştirdim.
"Ee… şey, ben nerede uyuyacağım?"
"Sen benim odamda uyuyabilirsin. Ben koltukta uyurum," dedi.
Duraksadım, hafif bir gülümsemeyle karşılık verdim.
"Teşekkür ederim ama böyle beyefendiliklere gerek yok. Bu kanepede ben rahatça yatarım, ama sen o cüssenle zorlanırsın. Hem misafir olan ben değil miyim?"
Mecburen kabul etti.
Gece olunca düşüncelere daldım. Gerçekten de bana birini hatırlatıyordu… Leonardo.
Leon ya da Leonardo… Ben iyice kafayı yiyordum. Zaten o çoktan evlenmişti mutluydu benim aksime.
Tekrardan aşkı hissetmeye başlarken onu, hayatımda kendimi en yetersiz hissettiğim dönemdeki adama benzetmek…
Kendimi sürekli o kızla kıyaslayıp yetersiz hissettiğim o iğrenç dönem…
Bu yorucu günün ardindan kendimi
yorgunluga testlim ediyordum
Gözlerim kapanıyordu. Yavaş, ağır ağır…
Ertesi gün ağır ağır uyandım. Kendi kendime saate bakmak için telefonuma uzandım; saat 11 olmuştu. Dönmeye çalışırken gümmm… O an yurtta değil, Leon'un evinde olduğumu hatırladım.
"Bir şey mi oldu, Valeria?"
"İyiyim, iyiyim. Ben sadece prenses yatağımı özlemişim," dedim gülerek.
"O zaman prenses hanım, kahvaltıya buyur etmez misiniz?"
"Daha erken uyandırsaydın keşke."
"Olsun, bugünlük misafirimi ben ağırlayacağım."
Gerçekten teşekkür ettim. Kahvaltıdan sonra beraber ortalığı topladık.
"Ben birazdan çıkacağım. Ev bakmak için. Senin bir programın var mı?" diye sordu.
"Ev bakmak mı? Neden ki?"
"Sonsuza kadar burada yaşayamam da ondan."
"Pekâlâ… o zaman istersen seni ben götürebilirim."
"Teşekkür ederim . O zaman birazdan çıkabiliriz."
Emlakçıların olduğu şehir merkezine yakın bir yere gittik. Aslında tekrar yurtta kalmayı düşünmüştüm ama güvenli gelmiyordu.
"Leon, ben burada inebilirim. Geri dönüş için… ne olur ne olmaz, evin konumunu atabilir misin?"
"Buna gerek yok, çünkü seni ben almaya geleceğim."
"Kesinlikle olmaz. Zaten beni sen bıraktın, bir de sen almaya gelirsen kendimi iyice suçlu hissederim."
"Olsun. İşin uzun sürerse beni ara."
Bu kadar düşünceli olabilmesine şaşırıyordum. Sadece teşekkür edebildim.
Birkaç emlakçıya baktıktan sonra bir ev gerçekten hoşuma gitmişti. Ama benimle beraber başka birinin de o eve baktığını öğrendim. İkimiz de aynı anda evi geziyorduk. Uzun ama ince yapılı, tahminimce benim yaşlarımda, sarışın bir erkekti. Bana baktı ve içten bir gülümsemesi vardı.
Ev çok güzeldi; her anlamda kriterlerime uyuyordu. Emlakçıma döndüm:
"AL-I-YO-RUM!"
"Alıyorum!"
"N-ne?!"
Aynı anda almayı kabul etmiştik. Emlakçılar şaşkındı. Ev çok genişti aslında ama biraz eski olduğu için ucuzdu. Hem… belki Leon da taşınırdı. Tam hayallere dalmışken bir el uzandı.
"Ben Sunny. İstersen bu eve beraber taşınabiliriz."
"Ne? Nasıl!?"
Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı, karşımdaki mavi gözlere şaşkınlıkla bakıyordum. "Bu… nasıl olur?" dedim.
O, hafifçe gülümsedi. "İstersen bu evi beraber paylaşabiliriz. Hem kira masrafı da yarıya inmiş olur. Bu konuyu da düşün bence."
Sunny bana numarasını vermişti. Bu mümkün müydü? Biraz sohbet etmiştik; kötü biri gibi görünmüyordu ama hemen güvenemezdim. Ev yeterince büyüktü ve emlakçılar da bunun olabileceğini söylemişti. Ama bir erkekle aynı evde yaşamak… Bu düşünce kafamı allak bullak etmişti.
Havanın karardığını bile fark etmemişim. Hemen Leon'u aradım:
"Beni almaya gelir misin? Karanlık olduğunu fark etmemişim."
Leon geldiğinde, bu konuyu onunla konuşmam gerektiğini düşündüm.
"Bir ev beğendim, bugün kiralamayı düşünüyorum."
"Nasıl bir ev?"
"Oldukça büyük, biraz eski ama konumu çok iyi ve bütçeme uygun."
"Ne güzel, sevindim senin adına."
"Ancak…"
"Ancak?"
"Benimle birlikte bir adam da o evi tutmak istedi."
"Vazgeçebilir belki, ama kötü olmuş…"
"Hayır, hayır, o adam bana beraber taşınmayı teklif etti."
"Ne! Valeria, bu mümkün değil!"
"Biliyorum, biliyorum… ama kötü birine benzemiyordu," dedim omuzlarımı kaldırarak. "Hem ev zaten çok büyük, tüm kapılarda kilit var. Kiranın yarıya düşmesi de ciddi bir avantaj olurdu."
Leon'un yüzü bir anda gerildi.
"Valeria, sadece iyi birine benziyor diye yabancı bir erkeğe güvenemezsin! Sen aklını mı kaçırdın?"
Mantıksız olduğunu biliyordum ama bana neden bağırıyordu?
"Sadece düşündüm diyorum! Ayrıca…" duraksadım, gözlerimi onunkilere dikerek."Sen de yabancı bir erkeksin. Belki de sana da güvenmemeliydim."
